VOCO Dental Aid

Etiyopya da diş hekimleri: dünyanın en fakir ülkelerinden birinde çalışmak

Afrika’ nın kuzeydoğusunda yardım projesi

Etiyopya, dünyanın en fakir ülkelerinden biri. Başkentin dışında hemen hemen hiç diş tedavi olanağı olmayan, sadece 50 eğitim görmüş diş hekiminin 63 milyonluk bir nüfusa hitap ettiği bir ülke. Hollandalı diş hekimi Frank Paternotte bu insanlara yardım eli uzatmak isteyenlerden sadece biri. Kendisi sene başında Afrika’nın kuzey doğusunda yer alan bu ülkeye gitmek üzere yola çıkar. Seyahatinin amacı 4 hafta boyunca Etiyopya’nın güney batısında bulunan Dembi Dolo şehrindende insanlara diş tedavisi yapmak. Frank meslektaşları ile birlikte Rotary Doctors Nederland tarafından yürütülen bir diş hekimliği yardım projesini desteklemektedir.

 

Frank Paternotte’nin anıları:

Ben ve meslektaşım şehirdeki katolik misyonunun misafiri olarak  (Society of the Helpers of Mary) manastırında konaklıyoruz. Manastırın çalışanları bize klinikte yardımcı oluyorlar. Klinikte ağrısı olan hastalar bakıyoruz ve eğitimli ekip arkadaşlarımız diş taşı temizliği yapıyorlar. Gerektiği durumlarda çocukların dişlerine dolgu yapıyoruz. Yetişkinlerde bu işlemi yerel hastanedeki diş hekimi yapıyor. Bizim en önemli görevimiz koruyucu diş hekimliğini anlatmak. Bu yüzden biz hastalarımıza dişlerini nasıl sağlıklı tutabileceklerini anlatıyoruz. Bu amaçlı her iş gününün sabahında sağlık merkezinin bir çalışanı dolu bekleme salonunda diş sağlığı hakkında bilgi vermektedir.

 

Ülkenin daha kırsalında birçok konu hakkında bu çalışanlar bilgi vermektedir. Bu çalışmaları esnasında bizim en önemli görevimiz onları desteklemek ve bilgilendirmek. Klinikteki tedavilerimizin yanı sıra okulları da ziyaret ederek öğretmen ve öğrencilere bilgilendirici eğitimler vermekteyiz.

 

Dal parçası ile diş temizlemek

Rutin bir iş günü burada böyle geçiyor: Ekibi selamladıktan sonra büyük tedavi odası hazırlanır. Tabiiki o gün elektriğimizin olup olmaması da her defasında şans meselesi. Bu yüzden jeneratörü hep hazırda bekletiyoruz. Hasta bakıcısı ve çevirmenimiz ile birlikte seçilen okulu ziyarete gidiyoruz. Burada dişlerimizi fırçalamaya başlamadan önce öğretmen ve öğrenciler ile birlikte ellerimizi yıkıyoruz. Buranın özelliği dişlerin bir dal parçası ve florlu diş macunu ile temizlenmeleri, çünkü normal diş fırçaları bulmak pek mümkün değil. Ayrıca fırçalar hem çocuklar için fazla büyük hem de çok pahalılar. Addis Abeba Üniversitesi projemize ilgi gösterdi ve dal parçası ile yapılan temizlik ile diş fırçası ile yapılan temizliğin arasındaki etki farkını araştırmaya karar verdi.

 

Okulda su olmadığından çocukların altı muslukta dişlerini fırçalamadan önce ellerini sabun ile yıkayabilsinler diye 200 litrelik bir tank ile geziyoruz. Tank her gün nehrin diğer tarafında oturan çocuklar tarafından dolduruluyor. Her biri her sabah üç litrelik bidonlarla okula geliyorlar.

 

Kliniğe döndüğümüzde bizi bekleyen ve ağrısı olan birçok hasta bizi karşılıyor. Tedavi aslında kendi kliniğimizdekinden farklı değil. Ancak hastaya ağrıyan dişinin yanı sıra farklı dişlerini de çekmemiz gerektiğini anlatmamız çok fazla vaktimizi alıyor. Ayna yardımı ile hastaya fistülü ve çürümüş dişi gösteriyoruz böyle durumlarda. Bunun yanı sıra yazma tahtasında dişlerinin nasıl bu hale geldiğini anlatıyoruz.

 

Hastaya sadece tedavi ettiğimiz dişinin ücretini alacağımızı söylüyoruz. Bir çoğu anestezi yapılmış olarak ve düşünmek için zaman isteyerek bekleme salonuna geçiyorlar. Tedavi esnasında kimi hastalar doğru dişi çektiğimden emin olmak için elimi tutuyorlar. Müdahalenin sonunda diğer dişlerini de tedavi ettirme önerisini  ile diş fırçalama hakkında bilgi vererek hastalarımızı gönderiyoruz. Bunun dışında tatlı besin tüketiminin de dişlere zararı hakkında bilgi vermekteyiz.

 

İğneden korkan ağlayan çocukları muayene ettiğimizde yakınları genelde telkinlerde bulunuyorlar. Genelde “ma kuba” kelimesi kulağımıza çalınıyor, ki bunun anlamının da acımayacak olduğunu öğreniyoruz sonrasında. Böyle durumlarda ben tedaviye başlamadan önce aslında iğnenin biraz acıttığını belirtmek durumunda kalıyorum.

 

Şeker ve alkol tüketimine bağlı harap dişler

Hastalarımız arasında ağız çevresinde siğilleri oje ile tedavi edilmeye çalışılmış bir kız çocuğu, meme emen bebeği ile koltuğumuza oturan bir anne veya bize benzeyebilmek için koluna kılıç resmi yaktıran 12 yaşında bir oğlan çocuğu vardı.

 

Khat (khat bitkisinin yaprakları, çiğnendiğinde enerji veren ve açlık duygusunu bastıran) ile şeker ve alkol tüketiminden harap olmuş dişlere sahip birçok hastayı tedavi ettik. Birçok hasta dişleri aşırı aşınmış olarak bize müracaat ediyorlardı. Bunun neden ise gün boyu arasında hala kum kalan buğday çiğnemeleriydi.

 

Projemizin asıl amacı yerel çalışanlar ile birlikte üç ila beş senenin sonunda kendiliğinden devam etmesi. Amacımıza ulaşmada bizi iki asistan destekliyor. Kendileri Addis Abeda Üniversitesinde üç yıllık “Dental Terapist” sertifikalarını aldılar. Eğitimleri sürecinde basit işlemleri, örn. anestezi yapmayı, diş çekmeyi, küçük dolgular yapmayı ve bilgilendirme yapmayı öğreniyorlar.

 

Uluslararası ve yerel kurumları baştan itibaren projemize dahil ettik. Böylece gelecekte projemizde daha aktif rol almalarını ümit ediyoruz.

 

Sonuç olarak söylemem gerekir ki çok yoğun ve güzel haftalardı. Ve bu sefer de yerel yardımcılarımızın iyimserliği, yaratıcılığı ve hayata geçirme istekleri beni çok etkiledi.